atlaya zıplaya, hoplaya zıplaya
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yere çarpıp yukarı fırlamak
1. İhtiyar profesörün elinde tuttuğu silindir, canlı bir mahluk gibi zıpladı.
1. İhtiyar profesörün elinde tuttuğu silindir, canlı bir mahluk gibi zıpladı.
2. Sevinçten veya oyun yapmak için bulunduğu yerde havaya doğru fırlamak
1. Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor, havlıyor, atılıyordu.
1. Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor, havlıyor, atılıyordu.