zemin katı, hemzemin, ıslak zemin
1. isim , isim , isim , isim , Taban, döşeme, yer
1. Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı.
1. Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı.
2. Kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo vb. desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk
1. Zemini mavi bir halı. Zemini beyaz bir basma.
1. Zemini mavi bir halı. Zemini beyaz bir basma.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Temel, dayanak
1. Asıl sohbet zemini nadide yemek tarifi, köşk ve bahçe tanzimidir.
1. Asıl sohbet zemini nadide yemek tarifi, köşk ve bahçe tanzimidir.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ortam
1. 1908'den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı.
1. 1908'den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı.
5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Yeryüzü, dünya
Lisan : Farsça zemīn
Telaffuz : zemi:ni