zapt etmek

Anlamı:

1. zorla almak

Örnek:

1. Bizans'ta Sırp memleketlerini zapt ettilerse de bir müddet sonra bazı kısımlara geniş otonomiler verdiler.

1. Bizans'ta Sırp memleketlerini zapt ettilerse de bir müddet sonra bazı kısımlara geniş otonomiler verdiler.

2. tutmak

Örnek:

1. Neveser, bir sevinç çığlığını zor zapt etmişti.

1. Neveser, bir sevinç çığlığını zor zapt etmişti.

3. bir şeyi güç kullanarak önlemek

Örnek:

1. El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı.

1. El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı.

4. yazıya geçirmek

Örnek:

1. İfadesini zapt edenlere sessizce baktı.

1. İfadesini zapt edenlere sessizce baktı.

5. hatırında tutmak

Örnek:

1. Söylediklerinizin birçoğunu zapt ettim.

1. Söylediklerinizin birçoğunu zapt ettim.

6. anlamak, kavramak, bütünüyle öğrenmek

Örnek:

1. Bütün ayrıntılarıyla bu âlemi zapt etmiş belleği başlıca dayanağı idi.

1. Bütün ayrıntılarıyla bu âlemi zapt etmiş belleği başlıca dayanağı idi.