zaman aşımı, zaman ayarlı, zaman belirteci, zaman bilimi, zaman birimi, zaman dizini, zaman eki, zaman tüneli, zaman zaman, zaman zarfı, açık zaman, ahir zaman, aman zaman, art zamanlı, birleşik zaman, bir zaman, dar zaman, eş zaman, eş zamanlı, geçmiş zaman, gelecek zaman, gelecek zaman kipi, geniş zaman, her zaman, İkinci Zaman, kimi zaman, müruruzaman, ölü zaman, yalın zaman, aynı zamanda, çift zamanı, hikâye birleşik zamanı, iftar zamanı, ikindi zamanı, rivayet birleşik zamanı, yıldız zamanı, vaktizamanında, bir zamanlar
1. isim , isim , isim , isim , Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
1. Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım.
1. Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım.
2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
1. Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir.
1. Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir.
3. Belirlenmiş olan an
4. Çağ, mevsim
1. Gül zamanı. Çocukluk zamanı.
1. Gül zamanı. Çocukluk zamanı.
5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
6. Dönem, devir
1. Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı.
1. Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı.
7. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
8. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
1. Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir.
1. Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir.
9. jeoloji , jeoloji , jeoloji , jeoloji , Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri
Lisan : Arapça zamān
Telaffuz : zama:nı