yüzergezer, yüzer havuz, yüzer top
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek, durmak
1. Fakat bir gün onu denizde, şu mavi yeşil çizgilenen denizde yüzerken gördüm.
1. Fakat bir gün onu denizde, şu mavi yeşil çizgilenen denizde yüzerken gördüm.
2. Yüzme sporu yapmak
3. Bir sıvının yüzeyinde batmadan durmak
1. Tahta suda yüzer.
1. Tahta suda yüzer.
4. Herhangi bir durumun en aşırı derecesinde olmak
1. Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir.
1. Hiçbir kaygının gölgelemediği bir saadet içinde yüzmektedir.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dalgalanmak
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Herhangi bir şeyle üzeri kaplanmak, bir şeye bulanmak
1. Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor.
1. Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pislik içinde yüzüyor.