1. -i , -i , -i , -i , Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek
1. Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı.
1. Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı.
2. İnsan, hayvan veya ağaç devirmek
3. Bir yana eğmek
4. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Birine yüklemek
1. Suçu bana yıktı.
1. Suçu bana yıktı.
5. Yük indirmek
6. (-i, -e) mec. Herhangi bir suç, iş vb.ni birine yüklemek
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yıkımına yol açmak, mahvına sebep olmak
1. Bu acı onu yıkar.
1. Bu acı onu yıkar.