1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli bir yere yerleşmiş
1. Onlar yerleşik toplumlar, herkesin yeri belli, öyle vırt zırt oradan oraya geçilemez.
1. Onlar yerleşik toplumlar, herkesin yeri belli, öyle vırt zırt oradan oraya geçilemez.
2. Bir yerin yerlisi olmuş, mütemekkin
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir yerde varlığını sürekli olarak sürdürecek olan
1. Türkler Anadolu'ya gelmeden önce de muhtelif ülkelerde yerleşik medeniyete geçmişler, büyük şehirler kurmuşlardır.
1. Türkler Anadolu'ya gelmeden önce de muhtelif ülkelerde yerleşik medeniyete geçmişler, büyük şehirler kurmuşlardır.