yayılmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak

2. Hastalık, pek çok kimseye geçmek veya bulaşmak

3. Genelleşmek

Örnek:

1. O zamanlarda saz, halkın bütün sınıfları arasında iyice yayılmıştı.

1. O zamanlarda saz, halkın bütün sınıfları arasında iyice yayılmıştı.

4. Herkes tarafından duyulmak

5. Genişlemek, büyümek

Örnek:

1. Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı.

1. Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı.

6. Serilmek, döşenmek

Örnek:

1. Odaya bir kilim yayıldı.

1. Odaya bir kilim yayıldı.

7. Koyun, inek vb. otlamak

8. Rahat bir biçimde, sere serpe oturmak

9. fizik , fizik , fizik , fizik , Kaynağından çıkan ışık, doğru çizgiler hâlinde türlü yönlere dağılmak

10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ayrıntıya girmek, açılmak

Örnek:

1. Türlü yönlerden ele alınabilecek olan bu konuda şimdilik pek yayılmak istemiyorum.

1. Türlü yönlerden ele alınabilecek olan bu konuda şimdilik pek yayılmak istemiyorum.