yatak başlığı, yatak çarşafı, yatakhane, yatak liman, yatak limonu, yatak mobilya, yatak odası, yatak örtüsü, yatak takımı, yatak yarası, ağ yatak, bilyeli yatak, ikili yatak, metal yatak, dere yatağı, döl yatağı, gemi yatağı, hırsız yatağı, ızgara yatağı, maden yatağı, muylu yatağı, su yatağı, yer yatağı
1. isim , isim , isim , isim , Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek
1. Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım.
1. Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım.
2. Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
3. Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb
4. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra
1. Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu
1. Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu
5. Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını
1. Çakıl yatağı.
1. Çakıl yatağı.
6. Bir şeyin çok bulunduğu yer
1. Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim.
1. Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim.
7. Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
8. Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
9. Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer
1. Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.
1. Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.
10. Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça
1. Namlu yatağı. Eksen yatağı.
1. Namlu yatağı. Eksen yatağı.
11. Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
12. Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer
13. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka