umumhane, umum müdür
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bütün, tüm, kamu
1. Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi.
1. Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi.
2. zamir , zamir , zamir , zamir , Herkes, halk, ahali
1. Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar.
1. Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar.
Lisan : Arapça ʿumūm
Telaffuz : umu:mu