tulum peyniri, uyku tulumu, yağ tulumu
1. isim , isim , isim , isim , Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi
2. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda
1. Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin.
1. Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin.
3. Tüp
4. Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi
1. Kardeşimin sırtında kadife tulumu yerine askılı, eski, soluk, paçaları dizlerine kadar inen şortu var.
1. Kardeşimin sırtında kadife tulumu yerine askılı, eski, soluk, paçaları dizlerine kadar inen şortu var.
5. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Şişman, tombul
1. Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!
1. Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!