1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tazeleme işi yapılmak
1. Çaylar tazelendi, sigaralar yakıldı ve şaşırtıcı bir hızla gömülüverdi kuaför salonu her zamanki rehavetine.
1. Çaylar tazelendi, sigaralar yakıldı ve şaşırtıcı bir hızla gömülüverdi kuaför salonu her zamanki rehavetine.
2. Taze duruma gelmek, tazelik kazanmak
1. O gün gelsin, neşemiz tazelensin de gör / Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör
1. O gün gelsin, neşemiz tazelensin de gör / Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör