sütun

Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon

Örnek:

1. Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum.

1. Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum.

2. Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon

Örnek:

1. Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar.

1. Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar.

3. Alt alta sıralanmış şeyler dizisi

Örnek:

1. Rakam sütunu.

1. Rakam sütunu.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey

Örnek:

1. Alev sütunu. Su sütunu.

1. Alev sütunu. Su sütunu.

5. matematik , matematik , matematik , matematik , Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey


Lisan : Farsça sutūn