sürünmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karnı üzerinde sürünerek gitmek

Örnek:

1. İçimize tekrar emniyet geldikten sonra, karnımız üstünde sürünerek Nil'e, sonra öteki sahile geçtik.

1. İçimize tekrar emniyet geldikten sonra, karnımız üstünde sürünerek Nil'e, sonra öteki sahile geçtik.

2. -i , -i , -i , -i , Kendi üzerine koku, krem vb. sürmek

Örnek:

1. Bir şişe kolonyayı süründüm.

1. Bir şişe kolonyayı süründüm.

3. -e , -e , -e , -e , Bir şeye değerek geçmek, geçerken değmek

Örnek:

1. Duvara sürünmek. Boyaya sürünmek.

1. Duvara sürünmek. Boyaya sürünmek.

4. Sürünme işine konu olmak

Örnek:

1. Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün.

1. Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yoksul ve perişan yaşamak

Örnek:

1. Semiz bir köpeğe bile yetmeyecek bir parayla bu kadar süründüm.

1. Semiz bir köpeğe bile yetmeyecek bir parayla bu kadar süründüm.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Başıboş, sahipsiz kalmak

Örnek:

1. Kedi sokaklarda sürünürken bile, eğer sizden korkmadıysa yine mağrur, kibirli ve rahatına düşkündür.

1. Kedi sokaklarda sürünürken bile, eğer sizden korkmadıysa yine mağrur, kibirli ve rahatına düşkündür.