1. -i , -i , -i , -i , Parçalamak
2. Yıpratıp eskitmek
1. Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı.
1. Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dövmek, hırpalamak
1. El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu.
1. El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu.