paralamak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Parçalamak

2. Yıpratıp eskitmek

Örnek:

1. Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı.

1. Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dövmek, hırpalamak

Örnek:

1. El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu.

1. El âlemin çocuklarının tek evladını paraladıklarını düşündükçe aklı başından gidiyordu.