müthiş

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Korkuya düşüren, korkunç, dehşetli

Örnek:

1. Aradan yıllar geçti. Hâlâ o müthiş uğultu ve çatırdamayı içimden silemedim.

1. Aradan yıllar geçti. Hâlâ o müthiş uğultu ve çatırdamayı içimden silemedim.

2. Çok rahatsız eden, dayanılmaz

Örnek:

1. Bu müthiş yokluğa, bu derin acıya tahammül edemiyordum.

1. Bu müthiş yokluğa, bu derin acıya tahammül edemiyordum.

3. Şaşılacak kadar değişik

Örnek:

1. Birdenbire kendinde müthiş bir sükûnet, tarifsiz bir rahatlık hissetti.

1. Birdenbire kendinde müthiş bir sükûnet, tarifsiz bir rahatlık hissetti.

4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Ne acayip şey` anlamında kullanılan bir söz


Lisan : Arapça mudhiş