manasız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Anlamsız

Örnek:

1. Kim bilir nasıl manasız şeyler karalayıp oraya atmışım.

1. Kim bilir nasıl manasız şeyler karalayıp oraya atmışım.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yersiz, boş, yararsız

Örnek:

1. Arkasından koşanlar bu kokudan kaçtılar, onu ağır ve manasız buldular.

1. Arkasından koşanlar bu kokudan kaçtılar, onu ağır ve manasız buldular.