kalabalık ağızlı, ağzı kalabalık, başı kalabalık, kuru kalabalık, ağız kalabalığı, laf kalabalığı
1. isim , isim , isim , isim , Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu
1. Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum.
1. Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum.
2. Gereksiz, karışık şeyler topluluğu
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sayıca çok
1. O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor.
1. O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor.