1. akıl erdirmek, anlamak, kavramak
1. Evliliğim boyunca, saçmalığını ancak şimdi idrak edebildiğim bir iş bölümü vardı Ayşin ile aramızda.
1. Evliliğim boyunca, saçmalığını ancak şimdi idrak edebildiğim bir iş bölümü vardı Ayşin ile aramızda.
2. erişmek, ulaşmak
1. Cumhuriyetin yetmiş beşinci yılını idrak ettik.
1. Cumhuriyetin yetmiş beşinci yılını idrak ettik.
3. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , algılamak