içten evlilik, içten içe, içten pazarlıklı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Samimi
1. Bu dileğinde içten çünkü bana bir şey olursa kendi başının da yanacağını çok iyi biliyor.
1. Bu dileğinde içten çünkü bana bir şey olursa kendi başının da yanacağını çok iyi biliyor.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Yürekten, candan, samimi davranarak
1. Yumuşak ve içten sürdürdü konuşmasını.
1. Yumuşak ve içten sürdürdü konuşmasını.