1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , İçinden, açığa vuramayarak, gizli gizli
1. Loş odayı sadece bir mum aydınlatıyor ve en karanlık köşede zavallı bir kız için için ağlıyordu.
1. Loş odayı sadece bir mum aydınlatıyor ve en karanlık köşede zavallı bir kız için için ağlıyordu.
2. Yavaş yavaş
1. Dördü de buna inanmak istiyor hatta için için inanıyorlardı.
1. Dördü de buna inanmak istiyor hatta için için inanıyorlardı.