fotoğrafhane, fotoğraf makinesi, enstantane fotoğraf, vesikalık fotoğraf, aile fotoğrafı, vesika fotoğrafı
1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli araç ve malzeme kullanarak görüntüyü özel bir yüzey üzerinde sabitleme
2. Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan resim, foto
1. Atatürk'ün hemen herkesin gördüğü, mektep kitaplarına kadar geçmiş bir fotoğrafı vardır.
1. Atatürk'ün hemen herkesin gördüğü, mektep kitaplarına kadar geçmiş bir fotoğrafı vardır.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Görüntü
1. Bu adam iyi fotoğraf veriyor.
1. Bu adam iyi fotoğraf veriyor.
Lisan : Fransızca photographe