1. açmak, çözmek
1. Diğeri ise yelkeni fora etti.
1. Diğeri ise yelkeni fora etti.
2. açmak, çıplak duruma getirmek
1. Gözlerine sürme çeken, kolunu ve omzunu fora eden kız yani ben, kendime yabancı geliyordum.
1. Gözlerine sürme çeken, kolunu ve omzunu fora eden kız yani ben, kendime yabancı geliyordum.
3. argo , argo , argo , argo , çıkarmak
1. Arkadaşlar da derinliğine bir samimiyetle ceketlerini fora etmişler.
1. Arkadaşlar da derinliğine bir samimiyetle ceketlerini fora etmişler.
4. argo , argo , argo , argo , bıçak, tabanca vb.ni çekip çıkarmak