falso

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yanlış davranış

Örnek:

1. Bu iyi adamın şu kadarcık cehaleti ve falsosunu hoş görmeli.

1. Bu iyi adamın şu kadarcık cehaleti ve falsosunu hoş görmeli.

2. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir parça çalınır veya söylenirken yapılan nota yanlışlığı

Örnek:

1. Ahenge falso, kalın erkek sesleri de karıştı.

1. Ahenge falso, kalın erkek sesleri de karıştı.

3. Yanlışlık, hata

Örnek:

1. Piyes; falsoları, yersiz mizansenleriyle devam ediyor.

1. Piyes; falsoları, yersiz mizansenleriyle devam ediyor.

4. spor , spor , spor , spor , Topun rakip oyuncuları yanıltacak biçimde eğri gitmesi


Lisan : İtalyanca falso

Telaffuz : fa'lso