erim erim
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek
1. Şeker suda erir.
1. Şeker suda erir.
2. Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek
1. Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı.
1. Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı.
3. Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok zayıflamak
1. Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum.
1. Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Utancından çok sıkılmak
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yok olmak, bitmek, tükenmek
1. Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi.
1. Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi.