1. ısıtmak, kızgın duruma getirmek
1. Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı.
1. Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı.
2. birini çok üzmek, tedirgin etmek
1. İhtiyarlık kepaze şey. Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor.
1. İhtiyarlık kepaze şey. Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor.
3. birini bir işi yapıp bitirmesi için sürekli sıkıştırmak