1. birisinin işine karışmak, müdahale etmek
1. Nereye el atsak altından kirli işler çıkıyor.
1. Nereye el atsak altından kirli işler çıkıyor.
2. bir işe girişmek, teşebbüs etmek
1. Elbette birçok önemli konulara el attı ama ulusumuzun temel sorunlarından bazıları yüzüstü duruyor.
1. Elbette birçok önemli konulara el attı ama ulusumuzun temel sorunlarından bazıları yüzüstü duruyor.
3. sarkıntılık etmek
1. Üvey babasının teklifleri, tenhalarda şurasına burasına el atması.
1. Üvey babasının teklifleri, tenhalarda şurasına burasına el atması.
4. yardım etmek, ilgilenmek