ekmek

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek

2. Toprağı ekip biçmek için kullanmak

Örnek:

1. Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor.

1. Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor.

3. -e , -e , -e , -e , Serpmek

Örnek:

1. Yemeğe biber ekmek.

1. Yemeğe biber ekmek.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak

Örnek:

1. Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.

1. Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.

5. argo , argo , argo , argo , Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak

Örnek:

1. Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler.

1. Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler.

6. argo , argo , argo , argo , Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek

7. argo , argo , argo , argo , Yarışta geçmek