izdüşüren, solucan düşürücü, tansiyon düşürücü
1. -e , -e , -e , -e , Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak
1. Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?
1. Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?
2. -i , -i , -i , -i , Değerini, fiyatını indirmek
3. -i , -i , -i , -i , Azaltmak
4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak
1. Çocuk solucan düşürüyor.
1. Çocuk solucan düşürüyor.
5. -i , -i , -i , -i , Görevi bıraktırmak
1. Bakanlar kurulunu düşürmek.
1. Bakanlar kurulunu düşürmek.
6. Uğratmak
1. Tehlikeye düşürmek.
1. Tehlikeye düşürmek.
7. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek
8. -i , -i , -i , -i , Zayıf bırakmak, gücünü azaltmak
1. Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü.
1. Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü.