dürüst oyun, doğru dürüst, tendürüst
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)
1. Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır.
1. Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kurallara uygun, yanlışsız
1. İyi giyinmek her zaman dürüst bir zevk ifade etmez.
1. İyi giyinmek her zaman dürüst bir zevk ifade etmez.
Lisan : Farsça durust