dövünmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek

Örnek:

1. Bir kadın dokuz çocukla bir viranenin içinde çırılçıplak kaldım diye dövünüyordu.

1. Bir kadın dokuz çocukla bir viranenin içinde çırılçıplak kaldım diye dövünüyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok üzülmek

Örnek:

1. Farsçayı öğrenmediğime dövünür dururum.

1. Farsçayı öğrenmediğime dövünür dururum.