doğal


İlgili Kelimeler:

doğal afet, doğal ayıklanma, doğal coğrafya, doğal fiyat, doğal gaz, doğal sayı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğada olan, doğada bulunan

Örnek:

1. Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor.

1. Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor.

2. Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel

3. Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı

Örnek:

1. Doğal liman. Doğal sınır.

1. Doğal liman. Doğal sınır.

4. Yapmacık olmayan

Örnek:

1. Hamileymiş diye yineliyor oldukça doğal bir tavırla.

1. Hamileymiş diye yineliyor oldukça doğal bir tavırla.

5. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi

Örnek:

1. Ercan o denli doğaldı ki giderek şaşırtıcı olmaktan çıktı.

1. Ercan o denli doğaldı ki giderek şaşırtıcı olmaktan çıktı.

6. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan

Örnek:

1. Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal.

1. Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal.

7. Katıksız, saf