1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Korku veya ürküntü veren
1. Dehşetli bir kâbusa tutulmuşların kıvrandıran ızdırabını duyuyorum.
1. Dehşetli bir kâbusa tutulmuşların kıvrandıran ızdırabını duyuyorum.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok fazla, son derece
1. Altımdaki beygir, efendisinin bu savaşına karşı dehşetli huysuzlanıyor.
1. Altımdaki beygir, efendisinin bu savaşına karşı dehşetli huysuzlanıyor.