1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yaslamak
1. Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı.
1. Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı.
2. Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak
1. Kürekleri iskeleye dayayarak bütün hızıyla itti.
1. Kürekleri iskeleye dayayarak bütün hızıyla itti.
3. Korkutmak için hızla, öfkeyle yaklaştırmak, uzatmak
1. Mektubu gözüne dayadı. Bıçağı göğsüne dayadı.
1. Mektubu gözüne dayadı. Bıçağı göğsüne dayadı.
4. -e , -e , -e , -e , Varmak, ulaşmak
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kalitesiz, kötü veya çürük bir malı, gizlice iyi olanların arasına katıp müşteriye satmak
6. -e , -e , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , -e , -e , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Vakit geçirmeden, bekletmeden vermek
1. Tezgâha giden garson, önüme koca bir kadeh rakı dayadı.
1. Tezgâha giden garson, önüme koca bir kadeh rakı dayadı.
7. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Kapı veya pencereyi ardına kadar açmak