dava adamı, dava arkadaşı, dava gideri, dava vekili, ticari dava, amme davası, benlik davası, boşanma davası, eşek davası, iflas davası, kamu davası, kan davası, namus davası, ödence davası, tazminat davası
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
2. Sav
1. Erkekler, davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir.
1. Erkekler, davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sorun
1. O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz.
1. O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ülkü
1. Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı.
1. Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı.
5. argo , argo , argo , argo , Sevgili
Lisan : Arapça daʿvā
Telaffuz : da:va: