1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üzerinde dalga oluşmak
2. Renk, ton değiştirmek
1. Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı.
1. Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hareketli olmak, kıpırdamak
1. Kadının simsiyah saçları, gelişigüzel rüzgârın önüne bırakılmış, dalgalanıyor.
1. Kadının simsiyah saçları, gelişigüzel rüzgârın önüne bırakılmış, dalgalanıyor.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tutarlı olamamak, tutarlı davranışlarda bulunamamak