1. -i , -i , -i , -i , Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
1. Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!
1. Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
1. Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum.
1. Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum.
3. Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek
1. Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak.
1. Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak.
4. Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek
5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
1. Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu.
1. Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu.
6. Kuluçka yumurtalarını çevirmek
7. Sağlığının bozulmasına yol açmak