çağırmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek

Örnek:

1. Etrafına bakındı fotoğrafçıları çağırmak için.

1. Etrafına bakındı fotoğrafçıları çağırmak için.

2. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmek

Örnek:

1. O akşam Orhan'ı yemeğe çağırdı.

1. O akşam Orhan'ı yemeğe çağırdı.

3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Binmek için bir araç istemek

Örnek:

1. Bir taksi çağırdım.

1. Bir taksi çağırdım.

4. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Yüksek sesle şarkı, türkü söylemek

Örnek:

1. Türküler çağırarak tahta siliyor.

1. Türküler çağırarak tahta siliyor.