1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak
1. Lambayı tam pencerenin karşısına astı.
1. Lambayı tam pencerenin karşısına astı.
2. Üzerine takınmak, kuşanmak
3. -i , -i , -i , -i , Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
4. Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek
1. Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım.
1. Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım.
5. Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak