adalet kapısı, adalet mahkemesi, adalet örgütü, adalet sarayı, sosyal adalet
1. isim , isim , isim , isim , Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe
2. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme
1. Hiçbir kuvvet beni adaletin tecellisi için çalışmaktan menedemeyecektir.
1. Hiçbir kuvvet beni adaletin tecellisi için çalışmaktan menedemeyecektir.
3. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları
1. Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar.
1. Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar.
4. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk
1. Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer.
1. Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer.
Lisan : Arapça ʿadālet
Telaffuz : ada:let