abdiâciz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gücü bir işe yetmez olan, güçsüz
1. İhtiyar imparatorluk, bu genç devlet karşısında âcizdi.
1. İhtiyar imparatorluk, bu genç devlet karşısında âcizdi.
2. Beceriksiz
1. Ne âciz heriflermiş, iki yıl daha dayanamazlar mıydı?
1. Ne âciz heriflermiş, iki yıl daha dayanamazlar mıydı?
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Güçsüz veya beceriksiz bir biçimde
1. Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu.
1. Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu.
4. isim , isim , isim , isim , Alçak gönüllülük gösteren kimsenin kendisinden söz ederken söylediği söz
1. Biraz sonra Gazi yanına seryaveri Salih Bey'in yaveri Muzaffer Bey'i ve âcizi alarak otomobile bindi.
1. Biraz sonra Gazi yanına seryaveri Salih Bey'in yaveri Muzaffer Bey'i ve âcizi alarak otomobile bindi.
Lisan : Arapça ʿāciz
Telaffuz : a:ciz