1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan
1. Bazı kadın yazarlarsa her şeyi göze alıp itirafçı, iç dünyalarını açıklayıcı bir yol seçerler.
1. Bazı kadın yazarlarsa her şeyi göze alıp itirafçı, iç dünyalarını açıklayıcı bir yol seçerler.
2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): `Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır` cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır