acemi ağası, acemi birliği, acemi çaylak, acemi er, acemi ocağı, acemi oğlanı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
1. Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret.
1. Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret.
2. İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
1. Acemi balıkçının ağından balıklar nasıl kaçarsa sen de zamanları öyle kaçırdın.
1. Acemi balıkçının ağından balıklar nasıl kaçarsa sen de zamanları öyle kaçırdın.
3. Bir yere, bir şeye yabancı olan
1. Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın.
1. Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın.
4. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Saraya yeni alınmış cariye
Lisan : Arapça ʿacemī