1. -e , -e , -e , -e , Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak
1. Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun?
1. Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun?
2. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak
1. Baba, 'ya Allah' nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı.
1. Baba, 'ya Allah' nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı.
3. argo , argo , argo , argo , Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak
4. argo , argo , argo , argo , Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak
1. İki herif zavallıya abanıyorlar.
1. İki herif zavallıya abanıyorlar.
5. spor , spor , spor , spor , Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak
6. spor , spor , spor , spor , Futbolda topa olanca gücüyle vurmak