Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
defter emini
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir ilin tapu işlerine bakan en üst düzeydeki görevli


defter tutmak
Anlamı:

1. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , işlem veya hesapları düzenli olarak bir deftere geçirmek

Örnek:

1. Bir defterler tutardı, bayılırdık.

1. Bir defterler tutardı, bayılırdık.


defterci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Defter yapan veya satan kimse


deftercilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Deftercinin yaptığı iş


defterdar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ilin para işlerini yöneten en üst düzeydeki görevli

2. tarih , tarih , tarih , tarih , Osmanlılarda maliye işlerinin en yüksek yetkilisi veya illerde maliye işleriyle uğraşan görevli


Lisan : Arapça defter + Farsça -dār

defterdarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Defterdar olma durumu

2. Defterdarın makamı

3. Defterdarın görevi

4. Defterdarın çalıştığı yapı


defterden (veya defterinden) silmek
Anlamı:

1. birinin adını anmaz olmak, dost saymaz olmak


defterhane
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti sınırlarındaki bütün toprak kayıtlarını içine alan ana defterlerin bulunduğu ve bunlara özgü işlerin görüldüğü daire


Lisan : Arapça defter + Farsça ḫāne

Telaffuz : defterha:ne

defteri dürülmek
Anlamı:

1. ölmek

2. öldürülmek

3. görevine son verilerek bir yerden uzaklaştırılmak


Ön Takı : (birinin)

defteri kapamak (veya kapatmak)
Anlamı:

1. söz konusu işi artık yapmaz olmak

2. bir şeyle ilgiyi kesmek

Örnek:

1. Saçmalama, ben o defteri kapatalı bir yılı geçti.

1. Saçmalama, ben o defteri kapatalı bir yılı geçti.


defterihakani
Anlamı:

1. tarih , tarih , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü


Lisan : Arapça defter + Farsça ḫāḳān + Arapça -ī

Telaffuz : defte'riha:ka:ni:

defterikebir
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Büyük defter


Lisan : Arapça defter + kebīr

Telaffuz : defte'rikebi:ri

defterinde olmamak
Anlamı:

1. sahip bulunmamak, tabiatında bulunmamak

Örnek:

1. Sevmek, inanmak, bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu.

1. Sevmek, inanmak, bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu.


defterinde yazmamak
Anlamı:

1. kitabında yer almamak


defterini dürmek
Anlamı:

1. öldürmek

Örnek:

1. Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir.

1. Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir.

2. işine son vermek, işten çıkarmak

3. başarısını kıskanarak yükselmesine engel olmak


degaj
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Futbolda kalecinin topu sert bir ayak vuruşuyla uzağa atması, degajman


Lisan : Fransızca dégagement

degaj yapmak
Anlamı:

1. futbolda kaleci topu sert bir vuruşla gücü yettiğince uzağa atmak


degaje

İlgili Kelimeler:

degaje yaka

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Serbest, geniş

2. Açık


Lisan : Fransızca dégage

degaje yaka
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dökümlü, hafif açık, serbest yaka


degajman
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Degaj


Lisan : Fransızca dégagement

değdirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değdirebilmek işi


değdirebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Değdirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Değdirmeye gücü yetmek


değdirilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değdirilebilmek işi


değdirilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Değdirilme ihtimali veya imkânı bulunmak


değdiriliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değdirilme işi