92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli yiyeceklere güzel koku versin diye katılan yaprak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Defnetme işi yapılmak
Lisan : Arapça defn + Türkçe edilmek
Telaffuz : de'fnedilmek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Örnek bitkisi defne olan, iki çeneklilerin ayrı taç yapraklılarından, yaprakları kokulu birçok türü içine alan bir bitki familyası
1. isim , isim , isim , isim , Defnetmek işi
1. Ailesi onu doğduğu Üsküdar'a defnetmeye hazırlanıyordu.
1. Ailesi onu doğduğu Üsküdar'a defnetmeye hazırlanıyordu.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ölüyü gömmek, toprağa vermek
Lisan : Arapça defn + Türkçe etmek
Telaffuz : de'fnetmek
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemikli balıklar takımının, hanigiller familyasından lüferin küçük boylularına verilen özel bir ad (Pomatomus saltatrix)
Telaffuz : defne'yaprağı
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ölü gömülmek, toprağa verilmek
1. Merhumenin vasiyeti varmış, Karacaahmet'e defnolunacak.
1. Merhumenin vasiyeti varmış, Karacaahmet'e defnolunacak.
Lisan : Arapça defn + Türkçe olunmak
Telaffuz : de'fnolunmak
1. isim , isim , isim , isim , Kusur, özür, bozukluk
Lisan : Fransızca défaut
Telaffuz : de'fo
1. hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , `savuş git, uzaklaş` anlamında kullanılan bir söz
1. Haydi defol, şimdi evimden çık!
1. Haydi defol, şimdi evimden çık!
1. isim , isim , isim , isim , Defolmak işi
1. Ben de defolması gerekenleri kollarından tutup birer birer fırlattım.
1. Ben de defolması gerekenleri kollarından tutup birer birer fırlattım.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Savuşmak, çekilip gitmek
1. Bir gece oyuncular dükkânı, tezgâhı toplayıp kasabadan defoldular.
1. Bir gece oyuncular dükkânı, tezgâhı toplayıp kasabadan defoldular.
Lisan : Arapça defʿ + Türkçe olmak
Telaffuz : de'folmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Defosu olan, bozuk, özürlü, kusurlu, ayıplı (kumaş, giysi, mal vb.)
1. isim , isim , isim , isim , Biçimi bozulma, biçimsizleşme
Lisan : Fransızca déformation
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biçimi, kalıbı bozulmuş
Lisan : Fransızca déformé
defter emini, defterhane, defterihakani, defterikebir, adi defter, ana defter, büyük defter, günlük defter, zımbalı defter, adres defteri, akıl defteri, bakkal defteri, banka defteri, cep defteri, hatıra defteri, işletme defteri, karalama defteri, kasa defteri, kayıt defteri, kopya defteri, mevduat defteri, müsvedde defteri, şiir defteri, yevmiye defteri
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları
1. Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı.
1. Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı.
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Vergi, gelir ve nüfus bilgilerinin kayıtlarının tutulduğu resmî belge
Lisan : Arapça defter
1. para yardımı veya gönüllü toplamaya girişmek
2. hesap açmak, banka cüzdanı vermek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir şeye yeniden başlamak