92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalma işine konu olmak
1. Kapı kapanalı daha üç beş dakika olmadan tekrar çalınmış.
1. Kapı kapanalı daha üç beş dakika olmadan tekrar çalınmış.
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İnme inmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çalınmış olan
1. Çalıntı otomobil.
1. Çalıntı otomobil.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Celp eden, çeken, çekici
Lisan : Arapça cālib
Telaffuz : ca:lip
1. hırsızlık yapmak
1. Müşteri ise her zamanki oyunbazlığıyla çalıp çırptıklarını eve yığıyordu.
1. Müşteri ise her zamanki oyunbazlığıyla çalıp çırptıklarını eve yığıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Çalma işi
1. Her muganninin okuyuşu, her çalanın çalışı yine şahsidir ve ayrıdır.
1. Her muganninin okuyuşu, her çalanın çalışı yine şahsidir ve ayrıdır.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalışma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. O her vakit, benim zaman elverirse pek çok çalışabileceğimi söyler.
1. O her vakit, benim zaman elverirse pek çok çalışabileceğimi söyler.
2. Çalışmaya gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Çalışma işini yapan kimse
2. Bir iş yerinde ücret karşılığında görev yapan kimse, personel, eleman
1. çok gayret göstermek
1. Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı.
1. Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çalısı olmayan
1. Oldukları yer otsuz, çalısız, kızıl renkli bir toprak.
1. Oldukları yer otsuz, çalısız, kızıl renkli bir toprak.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gayretli, çalışmayı seven, faal
1. Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı.
1. Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı.
1. isim , isim , isim , isim , Çalışkan olma durumu, faaliyet
1. Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar.
1. Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar.
çalışma barışı, çalışma belgesi, çalışma dolabı, çalışma gezisi, çalışma günü, çalışma hayatı, çalışma izni, çalışma kampı, çalışma karnesi, çalışma odası, çalışma ruhsatı, çalışma saati, çalışma yöntemi, ön çalışma, toplu çalışma, hazırlık çalışması, kulis çalışması, küme çalışması
1. isim , isim , isim , isim , Çalışmak işi, emek, say, mesai
1. Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti.
1. Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti.
2. Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması
1. Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır.
1. Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır.
3. Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi
1. Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır.
1. Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır.
4. Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün
1. isim , isim , isim , isim , İş huzuru
1. Devlet, işçi, işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.
1. Devlet, işçi, işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.
1. isim , isim , isim , isim , Bir iş yerinde veya alanında çalışılabileceğini gösteren belge
1. isim , isim , isim , isim , Üst yüzeyinde çalışma tablası bulunan, ön yüzeyinde kapak ve çekmeceleri olan mobilya
1. isim , isim , isim , isim , Düşünsel veya bedensel gücün emekçi tarafından bir mal veya hizmet üretmek için kullanıldığı süreç
1. isim , isim , isim , isim , Bir konuda iş yapmak için resmî kuruluşlardan alınan izin, çalışma ruhsatı
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir suçtan tutuklu bulunan kimselerin, ceza süresi boyunca değişik amaçlı işlerde, toplu olarak çalıştırıldıkları yer