Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çalınma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalınmak işi


çalınmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalma işine konu olmak

Örnek:

1. Kapı kapanalı daha üç beş dakika olmadan tekrar çalınmış.

1. Kapı kapanalı daha üç beş dakika olmadan tekrar çalınmış.

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İnme inmek


çalıntı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çalınmış olan

Örnek:

1. Çalıntı otomobil.

1. Çalıntı otomobil.


calip
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Celp eden, çeken, çekici


Lisan : Arapça cālib

Telaffuz : ca:lip

çalıp çırpmak
Anlamı:

1. hırsızlık yapmak

Örnek:

1. Müşteri ise her zamanki oyunbazlığıyla çalıp çırptıklarını eve yığıyordu.

1. Müşteri ise her zamanki oyunbazlığıyla çalıp çırptıklarını eve yığıyordu.


çalış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalma işi

Örnek:

1. Her muganninin okuyuşu, her çalanın çalışı yine şahsidir ve ayrıdır.

1. Her muganninin okuyuşu, her çalanın çalışı yine şahsidir ve ayrıdır.


çalışabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalışabilmek işi


çalışabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalışma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. O her vakit, benim zaman elverirse pek çok çalışabileceğimi söyler.

1. O her vakit, benim zaman elverirse pek çok çalışabileceğimi söyler.

2. Çalışmaya gücü yetmek


çalışan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalışma işini yapan kimse

2. Bir iş yerinde ücret karşılığında görev yapan kimse, personel, eleman


çalışılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalışılmak işi


çalışılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalışma işine konu olmak


çalışım
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , İdman


çalışıp çabalamak
Anlamı:

1. çok gayret göstermek

Örnek:

1. Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı.

1. Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı.


çalısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çalısı olmayan

Örnek:

1. Oldukları yer otsuz, çalısız, kızıl renkli bir toprak.

1. Oldukları yer otsuz, çalısız, kızıl renkli bir toprak.


çalışkan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gayretli, çalışmayı seven, faal

Örnek:

1. Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı.

1. Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı.


çalışkanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalışkan olma durumu, faaliyet

Örnek:

1. Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar.

1. Bunda ne hocanın bilgisi ne çocuğun çalışkanlığı rol oynar.


çalışma

İlgili Kelimeler:

çalışma barışı, çalışma belgesi, çalışma dolabı, çalışma gezisi, çalışma günü, çalışma hayatı, çalışma izni, çalışma kampı, çalışma karnesi, çalışma odası, çalışma ruhsatı, çalışma saati, çalışma yöntemi, ön çalışma, toplu çalışma, hazırlık çalışması, kulis çalışması, küme çalışması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalışmak işi, emek, say, mesai

Örnek:

1. Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti.

1. Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti.

2. Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması

Örnek:

1. Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır.

1. Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır.

3. Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi

Örnek:

1. Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır.

1. Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır.

4. Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün


çalışma barışı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İş huzuru

Örnek:

1. Devlet, işçi, işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.

1. Devlet, işçi, işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.


çalışma belgesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir iş yerinde veya alanında çalışılabileceğini gösteren belge


çalışma dolabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üst yüzeyinde çalışma tablası bulunan, ön yüzeyinde kapak ve çekmeceleri olan mobilya


çalışma gezisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İş gezisi


çalışma günü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İş günü


çalışma hayatı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşünsel veya bedensel gücün emekçi tarafından bir mal veya hizmet üretmek için kullanıldığı süreç


çalışma izni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir konuda iş yapmak için resmî kuruluşlardan alınan izin, çalışma ruhsatı


çalışma kampı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir suçtan tutuklu bulunan kimselerin, ceza süresi boyunca değişik amaçlı işlerde, toplu olarak çalıştırıldıkları yer