92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı
1. Suyun akar yalap yalap / Böyle emreylemiş Çalap
1. Suyun akar yalap yalap / Böyle emreylemiş Çalap
Özel: Evet
Telaffuz : çalabı
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Zorla yürüterek, sürükleye sürükleye
Telaffuz : çala'paça
1. isim , isim , isim , isim , Ayarlanışına göre istenilen zamanda çalan saat
1. Bu sabah garip bir şey oldu. Çalar saatin yardımı olmadan uyandım.
1. Bu sabah garip bir şey oldu. Çalar saatin yardımı olmadan uyandım.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ekinler veya meyveler olmaya, olgunlaşmaya yüz tutmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze
1. Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız.
1. Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız.
Telaffuz : ça'lçene
1. isim , isim , isim , isim , Çalçene olma durumu
1. Bu çalçeneliğin için evvela sen kendine acı, sonra ben sana acıyayım.
1. Bu çalçeneliğin için evvela sen kendine acı, sonra ben sana acıyayım.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Çaldırma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Van iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ça'ldıran
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalma işi yaptırılmak
1. Halk müziği çaldırıldı.
1. Halk müziği çaldırıldı.
2. Hırsıza kaptırılmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çalma işini yaptırmak
2. -i , -i , -i , -i , Hırsıza kaptırmak
1. Saatimi çaldırdım.
1. Saatimi çaldırdım.
çalgı aleti, çalgı çağanak, çalgıhane, çalgı orağı, elektronik çalgılar, telli çalgılar, üflemeli çalgılar, vurmalı çalgılar, yaylı çalgılar
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
2. Çalgı çalma, müzik
1. Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi.
1. Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi.
3. Müzik topluluğu
1. Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu.
1. Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çalgılı, neşeli ve gürültülü bir biçimde, çengüçağanak
1. Çalgı çağanak bir hayli eğlendik.
1. Çalgı çağanak bir hayli eğlendik.
1. bir müzik aletini kullanmak
1. Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor.
1. Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor.
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Mızrap
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bahçe süpürgesi, çalkı
çalgıcı böcek, çalgıcı otu
1. isim , isim , isim , isim , Çalgı çalmayı kendine meslek edinmiş kimse
1. Gelin oyuna kalktığı zaman çalgıcılara bin lira verdi.
1. Gelin oyuna kalktığı zaman çalgıcılara bin lira verdi.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yaklaşık 5 milimetre boyunda, başı sert bir kabukla örtülü, kahverengi veya siyah, zararlı bir tür böcek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Turpgillerden, kurak yerlerde yetişen bir bitki cinsi (Sisymbrium)