Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çakır ayaz
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Açık ancak çok soğuk hava


çakır çukur
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Girintili çıkıntılı, pürüzlü

Örnek:

1. Kötü taşlarla kaplı çakır çukur bir avlu.

1. Kötü taşlarla kaplı çakır çukur bir avlu.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , `Çak çuk` diye ses çıkararak


çakır pençe
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Tuttuğunu koparan, giriştiği veya ele aldığı her işi başaran, becerikli (kimse)

Örnek:

1. Bu insanların alabildiğine açıkgöz ve çakır pençe olduklarını bir kere daha anlardık.

1. Bu insanların alabildiğine açıkgöz ve çakır pençe olduklarını bir kere daha anlardık.


çakır pençelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tuttuğunu koparma, becerikli olma durumu

Örnek:

1. Bu tombul imam, Abdülmecit devrinde çakır pençeliği ile meşhur bir adammış.

1. Bu tombul imam, Abdülmecit devrinde çakır pençeliği ile meşhur bir adammış.


çakırcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuş avında çakırdoğanı tutan kimse


çakırcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakırcının yaptığı iş


çakırdiken
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Maydanozgillerden, hekimlikte kullanılan bir bitki, deveelması (Arctium tomentosum)


Telaffuz : çakı'rdiken

çakırdikenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakırdikeni bol olan yer

Örnek:

1. Yoldan bir çakırdikenliğe düştüler. Çakırdikenlikten bir fundalığa vardılar.

1. Yoldan bir çakırdikenliğe düştüler. Çakırdikenlikten bir fundalığa vardılar.


çakırdoğan
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yırtıcı kuşlardan bir tür doğan, tuğrul (Accipiter gentilis)


Telaffuz : çakı'rdoğan

çakırkanat
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kanatları mavi hareli bir tür ördek (Anas crecca)


Telaffuz : çakı'rkanat

çakırkeyif
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yarı sarhoş

Örnek:

1. Trene binmezden evvel biraz çakırkeyiftik.

1. Trene binmezden evvel biraz çakırkeyiftik.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Yarı sarhoş bir durumda

Örnek:

1. Pasajın demir kapıları kapanırken önde hocaları, dört delikanlı çakırkeyif dışarı çıkıyordu.

1. Pasajın demir kapıları kapanırken önde hocaları, dört delikanlı çakırkeyif dışarı çıkıyordu.


Telaffuz : çakı'rkeyif

çakırkeyiflik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakırkeyif olma durumu


çakırlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakırlaşmak durumu


çakırlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çakırkeyif olmaya başlamak

2. Olgunlaşmaya yüz tutmak


çakış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakma işi


çakışabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakışabilmek işi


çakışabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Çakışma ihtimali veya imkânı bulunmak


çakışık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , Çakışmış olan

Örnek:

1. Çakışık üçgenler.

1. Çakışık üçgenler.


çakışıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakışık olma durumu


çakısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çakısı olmayan


çakışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakışmak işi


çakışmak fiil
Anlamı:

1. -le , -le , -le , -le , Birbirine geçip kenetlenmek, takılmak

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aynı zaman dilimine denk gelmek

Örnek:

1. İki sınıfın dersleri çakıştı.

1. İki sınıfın dersleri çakıştı.

3. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Söz yarışı etmek

Örnek:

1. Saz şairleri çakışıyor.

1. Saz şairleri çakışıyor.

4. matematik , matematik , matematik , matematik , Doğru, açı, yüzey vb. geometrik biçimler üst üste konulduklarında birbirini bütünüyle örterek eşit olmak


çakışmalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , geometri , geometri , sıfat , sıfat , geometri , geometri , Birbirine eşit olan (şekil)


çakıştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çakıştırabilmek işi


çakıştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çakıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çakıştırmaya gücü yetmek

3. Çakıştırma becerisi bulunmak