Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çağrılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Davetiye


çağrılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağrılma işi


çağrılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağrılmak işi


çağrılmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Çağırma işi yapılmak

Örnek:

1. Güvercinin konduğu fabrikanın işçileri alkışlarla, çığlıklarla dışarı çağrıldı.

1. Güvercinin konduğu fabrikanın işçileri alkışlarla, çığlıklarla dışarı çağrıldı.


çağrılmayan yere çörekçiyle börekçi gider
Anlamı:

1. `çağrılmadığın yere sakın gitme` anlamında kullanılan bir söz


çağrım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüksek bir sesin yetişebileceği kadar uzaklık

Örnek:

1. İki çağrım ötede bir pınar var.

1. İki çağrım ötede bir pınar var.


çağrışım

İlgili Kelimeler:

görsel-işitsel çağrışım

Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Bir düşünce, görüntü vb.nin bir başkasını hatırlatması

Örnek:

1. Doğru düşünmek çağrışımların rastgele gidişine karşı koymaktır.

1. Doğru düşünmek çağrışımların rastgele gidişine karşı koymaktır.

2. Davranışlar, düşünceler ve kavramlar arasında yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bilinç alanına bunlardan birisi girdiğinde ötekini de bilince çekmesi olayı, tedai

Örnek:

1. Gününde dedikleriyle günümüzde olanlar arasında kolaylıkla çağrışımlar, karşılaştırmalar kurabiliriz.

1. Gününde dedikleriyle günümüzde olanlar arasında kolaylıkla çağrışımlar, karşılaştırmalar kurabiliriz.


çağrışım yapmak
Anlamı:

1. çağrıştırmak


çağrışımcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağrışımcılık öğretisi taraftarı olan


çağrışımcılık
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bütün bellek işlemlerini, aklın bütün ilkelerini hatta bellek hayatının hepsini, düşüncelerin çağrışımı ile açıklamak isteyen öğreti


çağrışımlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağrışımı olan


çağrışımsal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağrışımla ilgili


çağrışımsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağrışımı olmayan


çağrısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağrılmamış veya çağrılmayan (kimse)


çağrışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağrışmak işi

Örnek:

1. Tenekelerin sesine ıslıklar, çağrışmalar karıştı.

1. Tenekelerin sesine ıslıklar, çağrışmalar karıştı.


çağrışmak fiil

İlgili Kelimeler:

bağrışa çağrışa

Anlamı:

1. -le , -le , -le , -le , Birbirini çağırmak

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hep birden bağırarak yaygara etmek

Örnek:

1. Koşuşa çağrışa etrafa dağılıyorlar, ağaçlara tırmanıp çimenlerde yuvarlanıyorlardı.

1. Koşuşa çağrışa etrafa dağılıyorlar, ağaçlara tırmanıp çimenlerde yuvarlanıyorlardı.


çağrıştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağrıştırabilmek işi


çağrıştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çağrıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak


çağrıştırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağrıştırma işi


çağrıştırıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağrıştırıvermek işi


çağrıştırıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya ansızın çağrıştırmak


Telaffuz : çağrıştırı'vermek

çağrıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çağrıştırmak işi


çağrıştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir çağrışıma yol açmak

2. Akla getirmek, hatırlatmak, andırmak

Örnek:

1. Söylettiklerinin, bize çağrıştırdıklarının hep yeni şeyler olmasını özlüyorum.

1. Söylettiklerinin, bize çağrıştırdıklarının hep yeni şeyler olmasını özlüyorum.

3. Benzemek, andırmak


cahil

İlgili Kelimeler:

kara cahil, zırcahil

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öğrenim görmemiş, okumamış

Örnek:

1. Bu maskara sosyete bana cahil diye bakar.

1. Bu maskara sosyete bana cahil diye bakar.

2. Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan

Örnek:

1. Sansürcülerin çoğu cahil, tiyatrodan anlamaz kişilerdi.

1. Sansürcülerin çoğu cahil, tiyatrodan anlamaz kişilerdi.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Deneysiz, genç, toy (delikanlı veya kız)


Lisan : Arapça cāhil

Telaffuz : ca:hil

cahil kalmak
Anlamı:

1. bilgi edinememek, bilgisi olmamak

Örnek:

1. Bu konularda yeni kuşağın yanında her zaman cahil kalmaya mahkûmuz.

1. Bu konularda yeni kuşağın yanında her zaman cahil kalmaya mahkûmuz.